Fr, 29.Mär.2024 - 13:19
Şiirler

Dur... Aglama Gözlerim

Yusuf Hayaloğlu
56 yıllık kısa hayatına yüzlerce unutulmaz eser sığdıran Yusuf Hayaloğlu, okuyucuyla ilk defa 2002 yılında yayınladığı, 48 baskı yapan ilk kitabı “Gözleri İntihar Mavi” ile buluştu. Yazdığı şiirlerle ve yarattığı “Rıza”, “Suphi”, “Nalan”, “Bahtiyar”, “Tezgahtar Nebahat”gibi karakterlerle hayata tutunamamışları, çığlıkları bastırılmışları, adaletsizliğe uğrayanları, bir baltaya sap olamayanları, sokağın diliyle, halka en yakın şekilde anlattı. Her zaman halkın içinde oldu, mütevazi, humanist ve toplumsal-gerçekçi duruşuyla daha yaşarken neredeyse anonimleşti, tarzıyla ekolleşti. Sadece şiirleri ile değil yaptığı televizyon ve radyo programları, dinletileri, aldığı ödüllerle kalplerde çok derin köşelere yerleşti... Onlarca defter arasından ailesi tarafından derlenen şiirlerin yer aldığı yeni kitabı “Dur.. ağlama gözlerim” nihayet sizlerle buluşuyor. "Yusuf Hayaloğlu... Usta şair... Yazdığı şiirlerle halkın, emekçinin, ezilenin dili oldu. Zulmü ve adaletsizliği mahkum etti. Halkının dertlerini, özlemlerini şiire taşıdı. Barışı, sevgiyi, dostluğu muştuladı. Türkü babasıydı. Yazdığı şiirler; ezgilerin, türkülerin sözü oldu. Toplumun gönlüne girmiş bir çok sanatçının dilinden halkla buluştu. "Şu dağlarda kar olsaydım" türküsünü makinasının başında, yolda yürürken, evinden çıkıp işine, okuluna giderken mırıldanmayan kimse kalmamıştır her halde. Yaşarken anonimleşti. Hele Ahmet Kaya'nın sesi ve sazıyla buluştuğunda meydanları, konser salonlarını doldurdu. İnandığı gibi yaşadı. İnandığı gibi konuştu, inandığı gibi yazdı... Sanatını halkı için yaptı... Halk için, halk gibi yaşadı. Mütevaziydi, insan sevgisiyle doluydu. Bu sevgiden taşan ise şiirleriydi. Bu şiirler albümleri, TV ekranlarını, radyoları, dergileri şenlerdirdi. 2002 yılında "Gözleri İntihar Mavi" yle kitap dostları ile buluştu... Kitapevlerinin ve kütüphanelerin demirbaşı oldu. Sevenlerinin yeni bir kitap beklentisinin ve özleminin o da farkındaydı... Ancak yorgun bedeninde taşıdığı hastalığı buna imkan ve zaman tanımadı. Türküleri babasız bırakarak yazılacak şiirlerini ve sözlerini de beraberinde özlemini duyduğu yere taşıdı. Tezgahtar Nebahat'ı, Nalan'ı, Rıza'yı, Yılmaz'ı İstasyondaki Çocuğu, Yağmur İçen Kızı, Bahtiyar'I, Suphi'yi, Nazlıcan'I, da yetim bırakarak 2009 yılının 4 Mart'ında yani tam bir yıl once aramızdan ayrıldı. "Bir Veda Havası'nda" yaşadığı hayatını "İşte Gidiyorum" diyerek "Terkedemediği" "Acılar Kraliçesi İstanbul"u da kendi başına bırakarak "Bir Anka Kuşu" gibi özlemini duyduğu o yerlere gitti... Solcuydu, sağcıydı, Müslüman'dı, demokrattı, Kürt'tü, Türk'tü, muhalifti, şairdi, babaydı, oğuldu, kardeşti, yoldaştı, yorgundu, yiğitti, yılgındı, ürkekti, delikanlıydı, halktı... Herkesin özlemi, Hayaliydi. Hak ve adalet mücadelesine kendisini vakfetmiş her aydın, sanatçı gibi o da parmaklıkların ardında kaldı. Kader; filmlerini seyrederek haksızlıklarla kavgasına kendini hazırlayan Yılmaz Güney'le yollarını bu parmaklıklar ardında kesiştirdi. Ahmed'lerinin, Yılmaz'larının gidişini gördü. Sevdiği herkes gibi o da çekip giderken "Ne kaldı" diye soranlara bir "Ayrılık Hediyesi"dir "dur.. ağlama gözlerim... (Kitap Tanitim Yazisi)
7,90 €
Bu ürünü alanlar başka neler almışlar?
 
Değerlendirme
Yorum bulunmamaktadır: Yorum yazınız!